- Ülke Adı: Afganistan İslam Cumhuriyeti
- Başkent: Kabil
- Nüfusu: 35,50 milyon
- Yüz Ölçümü: 652, 864 km2
- Komşuları: Afganistan, Pakistan, Iran, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve doğuda küçük bir sınırla Çin ile komşudur.
- Konuşulan Dilleri: Peştuca ve Darice
- Telefon kodu: +93
- Başkan: Eşref Gami Ahmedzai
- Para Birimleri: Afgani
Kuruluş Yılı ve Geçmişi
Yapılan arkeolojik kazılarda Afganistan topraklarında, neolitik, bronz, paleolitik, demir ve mezolitik çağlara ait eserler bulunmuştur. Fakat topraklardaki yerleşik hayatın Milattan Önce 3000 ile 2000 yılları arasında başladığı değerlendirilmektedir. Ülkede II. Kiros tarafından Ahameniş hakimiyetinin Milattan Önce 6.yüzyılda başlayarak Büyük İskender’in Afganistan’ı fethine kadar devam etmiştir.
Büyük İskender’in bu topraklara hâkim olmasının üzerine Makedonyalılar bölgede hüküm sürmeye başlamışlar. Yunanlıların da yaşadığı ülke topraklarında son Yunan Kral Hermaeus’tir. Kral Hermaeus Milattan Sonra 45. yüzyılda Kuşanların egemenliğini kabul etmiştir. İskitler, bugün Sistan olarak bilinen zamanın Drangiana bölgesini ele geçirerek yaşamaya başlamışlardır. Daha sonra Baktriya’yı ele geçirmişler fakat Yüeçlilerin baskısından dolayı bu bölgeden çıkmak zorunda kalmışlardır.
Yüeçiler, Kuşanların liderliğinde Milattan Önce 140 yılına bölgeyi ele geçirmişlerdir. Yüeçilerin hakimiyetleri bölgede yeni etnik bir grubun kültürün zenginleşmesi için katkı sağlamıştır. Beş koldan oluşan Yüeçiler, Kuşanlar koluna diğer Yüeçiler’in de yardım etmesi üzerine Milattan Önce 50 ile Milattan Sonra 50 arasında Afganistan topraklarında bulunan diğer rakiplerini etkisiz hale getirmişler. Kabil’i de ele geçiren Yüeçiler’in hakimiyeti genişlemeye başladı. I.Kaphidies zamanında Ganj Nehri ve Soğd ülkesine kadar genişleyen topraklarında bütün Afganistan yer almaktaydı. Günümüzdeki Bagram şehri zamanında Kuşanlar’ın ülkesine başkentlik yapmıştır.
Kuşanlardan sonra ülkede Hindistan ve İran’ın egemenlik mücadeleleri olmuştur. Bu mücadelenin ardından Akhun’lar hakimiyet kurmuştur. 460 yıl kadar süren bu hâkimiyet sırasında Akhunlar Kuzey Afganistan’ı içene alan bir devlet kurmuşlardır. Akhunların ülkede hakimiyetlerinin olduğu süre içinde Kuşan beyleri Şahi unvanı ile Kabil ve civarlarında etkisini devam ettirmiştir. Bu etki Müslümanların bölgede hâkim olacağı 880 yılına kadar devam etmiştir.
Basra valisi Abdullah B. Amir 650 yılında Sista’a bir sefer düzenlemiştir. Bu seferle birlikte Arap orduları ilk defa Kuzey ve Batı Afganistan, Baktria ve Herat’ı işgal etmiş oldu. Bu yıllardan sonra Kabil birçok saldırıya karşı direnç göstermiştir. 900’lü yıllarda Saffarilerin Samanilere mağlup olmasının ardından Afganistan’ın bir kısmında Samani egemenliği başlamış oldu. 900’lü yıllarda Gaznelilerin asıl kurucusu Sebük Tiğin, bölgede Samanilerin egemenliğini tanımakla birlikte kendi adına para bastırmıştır. Kabil bölgesinde hüküm sürmeye çalışan Pencab Racası Jaipal’a karşı mücadele başlatmış ve bu mücadeleyi kazanarak 988 yılında Kabil ve çevresini Gaznelilere katmıştır.
1187 yılında Gurlu beyi Alaaddin, Gaznelilerden Afganistan’ı almıştır. Fakat, Gurluların egemenliği fazla uzun sürmemiş 1204 yılında yapılan savaşta bölgede Türk Komutanlar egemenliği ellerine almışlardır. 1901 yılına kadar ülke Moğalistan, İlhanlılar, Babür Devleti, Türkmenler, İngiliz egemenlikleri ile iki tane Afganistan- İngiliz savaşı geçmiştir. 1919 yılında Afganistan’ın başına geçen Emanullah Han, Hindistan’daki İngiliz asıllı valiye mektup göndererek Afganistan’ın bağımsız bir devlet olduğunu ve iyi ilişkiler kurmak istediğini beyan etmiştir.
İngiliz hükümeti Afganistan’ın bağımsızlığını kabul edip etmemekte kararsız kalır ve üçüncü Afganistan-İngiliz savaşı yaşanmıştır. Bu savaşta istediği zaferi elde edemeyen İngilizler 8 Ağustos 1919’da Afganistan’ın bağımsızlığını tanıdı.
1979 yılında Sovyetler Birliği ülkede kendi denetiminde sosyalist Afgan yönetimi kurmuştu. Ülkenin yerel güçleri ise buna karşı çıkmışlar ve Batı ülkelerinin desteği ile Sovyetler Birliği’ne karşı silahlı mücadeleye girişmişlerdir. Bu savaş sırasında zaten ekonomik güçlük içinde bulunan Sovyetler Birliği’nin durumu ağırlaşmış ve SSCB’nin dağılmasıyla sona ermiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 Eylül 2001 yılında İkiz Kulelere bir saldırıları gerçekleşti ve çok sayıda insan vefat etti. Bunun sorumlusu olarak ilan edilen El-Kaide lideri Usame B. Ladin’in ve elemanlarının bu bölgede yerleştiği iddiaları oldu. Ayrıca Afganistan’ın yönetimi olan Taliban rejiminin olaya müdahale etmemesi sebep olarak gösterilerek Amerika Birleşik Devletleri ve koalisyon güçleri tarafından işgal edildi. İşgalin ardından Taliban güçlerini bölgeden uzaklaştırmak için mücadele edilmektedir.
Gezilecek Yerler / Tarihi ve Turistik Mekânlar
3 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Afganistan’da tarihi dokusundan dolayı gezilecek ve görülecek çok fazla mekân bulunmaktadır. Orta Asya’nın değerli ülkelerinden olan Afganistan yaşadığı savaşın ardından yaralarını sararak turizmle kendini tanıtmaya çalışmaktadır. Bölgede keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve turistik mekanlar arasında Babür Bahçeleri, Afganistan Ulusal Müzesi, Hz. Ali Türbesi, Cam Minare ve Herat Kalesi bulunmaktadır.
Afganistan Babür Bahçeleri
1528 yılında yapılmış olan Babür Bahçelerine girildiğinde rengarenk çiçekler, huzur dolu bir atmosfer karşılamaktadır. Çiçeklerle bezenmiş görüntü arasında Babür İmparatorluğu’nun kurucusu olan Babür’ün anıt mezarı ziyaretçileri karşılamaktadır. Yapılan restorasyondan sonra günümüzdeki halini alan bahçe, başkent Kabil’de yer almaktadır. Kabil, Afganistan’ın en fazla turist çeken yeridir.
Afganistan Ulusal Müzesi
Emiri Emanullah Han tarafından kurulmuş olan Afganistan Ulusal Müzesi, başkent Kabil’dedir. Ziyaret etmek isteyenler şehir merkezinin güneybatısına gitmelidir. Ulusal müze 1992 yılından itibaren ziyaretçi kabul etmektedir. Ziyaretçiler, ülkenin tarihi dokusunu gözler önüne serecek eserleri görecektir. Arkeolojik kazılardan çıkarılan nümizmatik eserler sergilenmektedir. Perşembe dışında açık olan Afganistan Ulusal Müzesi tarih meraklılarının gözde mekanlarındandır.
Hz. Ali Türbesi
Hz. Ali Türbesi’ni görmek için, ülkenin en önemli ticaret merkezlerinden olan Mezar-ı Şerif’i ziyaret etmelilerdir. Şehrin en ilgi gören yapılarından olan Hz. Ali Türbesi, şehre adını vermiştir. Türbede, Türkistan ve Horasan mimarisinin ve kültürünün izleri görülmektedir. Görkemli yapısını turkuaz renkteki çiniler tamamlamaktadır. Türbeye girerken ayakkabıların çıkarılması gerekmektedir.
Cam Minare
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde bulunan Cam Minare, kültürel zenginliği ile tanınmış kültürel şehir, Ghor’un Şahrak ilçesindedir. Yaklaşık 65 metre yüksekliğindeki yapı, yapımında kullanılan taşları, geometrik desenleri ve el yazmaları ile dikkatleri çekmektedir.
Herat Kalesi (İskender Kalesi)
Herat Kalesi, bulunduğu şehirden dolayı bu isimler adlandırılmıştır. Milattan Önce 3 veya 4’üncü yüzyıllarda Büyük İskender tarafından yapılmıştır. Bundan dolayı, İskender Kalesi olarak da bilinmektedir. Geçmişinde Selçuklular, Moğollar, Guriler, Gazneliler, Sefeviler tarafından kullanılmıştır.
Mutfağı ve Yemek Kültürü
Afganistan savaşın pençesinde uzun yıllar geçirdi. Halen ayağa kalkmaya çalıştığı süre içinde çok sayıda turisti yemekleri ile ağırlamaktadır. Coğrafi konumu ve tarihindeki çeşitli kültürlerin de etkisi ile zengin bir mutfağa sahiptir. Ülkede pirinçten yapılan yemekler meşhurdur. Afgan yemekleri genellikle pilavla tamamlanmaktadır. En meşhur olan Challow’dur. İran kökenli olan Challow’un bizim bildiğimiz pilavdan bir farklılığı vardır ki o da güveçte pişirilmesidir. Ispanak ile yapıldığından dolayı yeşil renk alan Zümrüt Pilavı yılbaşı kutlamalarının yapıldığın31 Mart’ta yapılmaktadır.
Ülkede genelinde Shlombeh olarak da bilinen Doogh ayrana benzemektedir. Ülkenin bazı bölgelerinde nane ve doğranmış salatalık ile tüketilmektedir. Ülkeyi ziyaret edenlere restoranlarda ikram edilmektedir. Marketlerde satıldığını da görmek mümkündür. Çoğunlukla kuzu etinden yapılan Afgan Kebabını ünlü lüks restoranlarında veya sokak satıcılarında bulabilirsiniz. Afgan Kebabı, bol ekmekle tüketilmektedir. Kendine özel bir tarzı olan köfte, Afgan halkının beğenerek tükettiği yiyecekler arasındadır.
Pirincin bol miktarda tüketildiği ülkede, Palaw en çok tüketilen yemekler arasındadır. Palaw, şekerle rengi biraz kahverengi yapıldıktan sonra içine et ve çeşitli otlar katılarak tatlandırılmaktadır. Soğan yoğunluklu olarak yapılan Qormah’ta kızartılan soğana et, sebze, baharatlar eklenerek hazırlanmaktadır. Ekşi bir süzme peyniri hatırlatan Quroot, çok zahmetlerle yapılmaktadır. Ana yemeklerin yanında ikram edilen Quroot ülkeye özgü ilginç bir lezzettir.