- Ülke Adı: Bulgaristan Cumhuriyeti
- Başkent: Sofya
- Nüfusu: 7.050.034
- Yüz Ölçümü: 110.994 km2
- Komşuları: Sırbistan, Makedonya, Karadeniz, Romanya, Yunanistan ve Türkiye komşularıdır.
- Konuşulan Dilleri: Bulgarca
- Telefon kodu: +359
- Başkan: Rumen Radev
- Para Birimleri: Bulgar Levası
Bulgaristan Kuruluş Yılı
1.Dünya Savaş’ın yenilen tarafta bulunan Bulgaristan’ın başında bulunan Çar Ferdinand, yaşanan mağlubiyetin ardından çekilerek yerini oğlu III. Boris’e devretmiştir. Ülkede 1919 yılında seçimler yapılmış ve yapılan bu seçimlerle Köylü Partisi kazandı ve Aleksandr Stamboliyski iktidara geçti. Aleksandr Stamboliyski ülkede bazı değişiklikler yaparak köylerde eğitim düzeyini yükseltmiş, toprak reformu yapmış, vergileri köylülerden yana düzenlemiştir. Böylede köylüler için ülkede durumlar düzelirken Stamboliyski’nin tek parti yönetimini getireceği hakkında söylentiler yayılmaya başlamıştır.
Söylentiler üzerine siyasi bazı partilerin desteklediği bazı subaylar 1923 yılında darbe yaparak Stamboliyski’yi iktidardan indirip tutukladılar. Tutuklanmasından birkaç gün sonra kaçıyordu denilerek vurularak öldürülmüştür.
1944 yılına Kızıl Ordu Bulgaristan’a Sofya’dan giriş yaptı. Böylece Bulgaristan da artık SSCB’nin bir uydusu haline gelmiştir. Çarlık düzeni yerine Sovyet Blok’unda bulunan bütün Doğu Avrupa ülkelerinde kullanılan Halk Cumhuriyeti kuruldu. Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından 1947 yılına ülkedeki bütün madenler, sanayi kuruluşları, bankalar tamamen devlete ait hale getirildi. Yapılan yeniliklerle birlikte ülkede sanayi hızlı bir şekilde iyileşmeye başladı. Gelişen sanayi halkı memnun ettiğinden SSCB karşısında oldukça uysal bir tavır takındılar.
Bulgaristan’ın başına 1950’li yılların sonunda Todor Jivkov geldi. Sosyalizmin çökmeye yüz tutmasından dolayı Jivkov 1984 yılında ülkede etnik temizliğe başladı. Bu temizlikte Türkçe yayınlar kaldırılmış, insanların Türkçe olan isimleri değiştirilmiş, Türk mezarlıkları tahrip edilmiş, Türkçe eserlerin okunması ve satılması yasaklanmıştı. Yaşanan etnik temizlik sırasında Türkiye Cumhuriyeti’nin dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, göç kapılarını açarak insanların ülkemize sığınmasına yardımcı oldu. O dönemde yaklaşık olarak 300 bin kişi Türkiye’ye Bulgaristan göç etmişti.
Sovyetler Birliği’nin güç kaybetmesi, dağılma sürecine girmesi sonucunda Jivkov istifa etmek zorunda kalmıştı. 1989 yılında Jirkov’un istifa etmesinin ardından yeni bir yasa çıkarılarak insanların kendi adlarına dönmeleri sağlandı. Bu süreç içinde Haklar ve Özgürlükler Partisi diye bir parti bile kurulmuştur. Sovyetlerin dağılması ile birlikte Bulgaristan’da sosyalizmden uzaklaşmaya başladı. 1999 yılında yapılan Helsinki Zirvesi’nde Malta, Türkiye, Bulgaristan, Litvanya, Romanya ve Slovakya Avrupa Birliği’ne aday ülkeler olarak belirlenmişti. Bulgaristan üye adaylığını 2007 ‘de üyeliğe çevirmeyi başarmıştır.
Bulgaristan Gezilecek Yerler
Tarihinde geçirdiği savaşlar, baskılar ve sor zamanlar ülkede çeşitli eserler bırakmıştır. Avrupa’da bulunan ülke doğal güzellikler bakımından oldukça zengindir.
Rila Manastırı
Bulgaristan’ın en şöhretli ve görkemli yapısı olan Rila Manastırı, Doğu Ortodoks Manastırıdır. Rila Aziz İvan Manastırı olarak da bilinen manastır, güneybatı Rila Dağları bölgesinde yer almaktadır. Doğa parkının içinde bulunan manevi yapı deniz seviyesinden 1,147 metre yüksekliktedir. Yapımına 876 yılında başlana manastır 946 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 8800 metrekarelik bir alanı kapsayan yapı dikdörtgen şeklinde olup kule ile ana kiliseden oluşmaktadır. Güney Avrupa’nın en çok turist ağırlayan bölgesi olan manastır 1983 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
Aleksandr Nevski Katedrali
Neo Bizans mimari tarzının en eşsiz örneği olan katedral Bulgaristan’ın başkentinde bulunmaktadır. Bulgar Ortodoks kilisesi olarak hizmet vermekte olan kilise, 1882 yılında yapımına başlanmıştır. Yapımı yaklaşık 30 yıl süren manevi yapı 3170 metrekarelik bir alan sahip olup günümüzde aktif olarak kullanılmaktadır. Balkanların en büyük yapılarından olan Aleksandr Nevski Katedrali ülkede kesinlikle görülmesi gereken yerler arasındadır.
Rus Kilisesi
Başkent Sofya’nın merkezindeki Tsar Osvoboditel Bulvarında bulunan yapı Aziz Nikolas Mucize Kilisesi olarak da bilinmektedir. Ülkedeki Osmanlı egemenliğine son veren Ruslar tarafından Saray Camii sitesinde yapılmış olan manevi yapı Rus Ortodoks Kilisesidir. Yapımı 1914 yılında biten kilise Rus mimarlar tarafında Rus Revival mimari tarzına göre yapılmıştır. Dışı rengarenk çinilerle donatılmış olan kilisenin altın kaplama olan 5 kubbesi göz kamaştırmaktadır.
Aziz George Kilisesi
Başkentin en işlek merkezinde bulunan Aziz George Kilisesi, Sedrica Antik Kenti kalıntıları içinde yer almaktadır. Kırmızı tuğla yapısı ile dikkatleri çeken yapı, Erken Hıristiyanlık mimari tarzı ile yapılmıştır. Sofya imparatorlarının ikametgahı olarak kullanılan kilise 4.yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Kilise Osmanlı İmparatorluğu zamanında cami olarak kullanılmıştır.
Aziz Sofya Kilisesi
Aziz George Kilisesinden sonra ülkenin en eski kilisesi ola Aziz Sofya Kilisesi 6.yüzyılda inşa edilmiştir. İstanbul’daki Ayasofya ile aynı zamanlarda inşa edilen kilise Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde yapılmıştır. Önceleri adı Sredets olan kente sonrasında adını vermiş olan Aziz Sofya Kilisesi 12. ve 14. yüzyılda büyükşehir kilisesi görevi görmüştür.
Kara Camii
Kanuni Sultan Süleyman tarafından 16. yüzyılda yaptırılmış olan cami dönemin en büyük mimarı Mimar Sinan tarafından tasarlanmıştır. Koca Mehmet Paşa ve İmaret Camii olarak da adlandırılan cami minaresinde kullanılan siyah kayalardan dolayı bu adı almıştır. 1903 yılında yapılan restorasyon çalışmaları neticesinde kiliseye çevrilmiş olan cami Balkanların en gözde yapılarından biridir. Ülkenin ünlü yazarı tarafından sırrını vaktin çözemediği bir mimarlık mucizesi olarak nitelendirdiği cami şunda Sveti Sedmochislenitsi Kilisesi olarak hizmet vermektedir.
Yukarıdaki eserlerin yanı sıra, Banyabaşı Camii, Ulusal Tarih Müzesi, Ulusal Sanat Galerisi, Baba Vida, Merkez Balkan Ulusal Parkı ve Pobiti Kamani Bulgaristan’ın görülmesi gereken gözde yerleridir.
Bulgaristan Yemek Kültürü
Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinde yaklaşık olarak 500 yıldan fazla bulunmuş olan Bulgaristan’ın yemek kültüründe Türk mutfağı etkilidir. 14. yüzyıldan itibaren Türklerle tanışmış olan ülke halkı, zeytin, yaprak sarması, salamura mantar ve helva gibi lezzetlerini kültürlerine katmıştır.
Ülkenin yerel yemeklerinde asıl katkı maddesi olarak yoğurt kullanılmaktadır. Yahnilerde ve kıyılmış ceviz ve yoğurtla karıştırılmış salatalıkla yapılan tarator gibi soğuk tüketilen yemeklerde asıl malzeme olarak kullanılmıştır. Bulgar mutfağında çokça sebze ve meyve tüketilmektedir. Bunun altında yatan sebep ülke topraklarında sıcak iklimin yaşanıyor olmasından kaynaklı olarak sebze ve meyve yetiştirme bakımından zenginliğidir.
Bulgar mutfağında et ve sebze, tatlılar ve meyveler dengeli kullanılmaktadır. Her öğünde çeşitli salata çeşitleri bulunduğu gibi et ve sebze yemeklerine de yer ayrılmaktadır. Süt ve süt ürünlerinden ortay çıkan leziz tatlar Bulgar sofralarının ayrılmaz paçasıdır. Ülke halkı daha çok ev yemeklerini tercih etmektedir. Ev yemeklerini yaparken genellikle fırınlanarak veya haşlanarak pişirilen güveç tarzı yemekler tercih edilmektedir. Daha kısa sürede pişirdiğinden dolayı fırın daha çok kullanılmaktadır. Ülke mutfağında turşular, hamur işleri, reçeller, sıcak veya soğuk çorba çeşitleri bulunmaktadır.
Ülkemizde olduğu gibi Bulgaristan’da da çorba öğle ve akşam yemeklerinde başlangıç olarak tüketilmektedir. Sıcak veya soğuk olarak yapılan çorbalarda salça bolca kullanılmaktadır. Bulgar halkı kahvaltıya çok önem vermektedir. Özenle kurulmuş olan kahvaltı sofralarına bol çeşit bulunmaktadır. Özellikle kahvaltıda kahve tüketimi oldukça yaygındır. Kahvaltı sofralarında kesinlikle peynir olmalıdır. Bulgar halkı peyniri sever çünkü ülkelerinde en kaliteli peynirler üretilmektedir. Kaşkaval adı ile bilinen kaşar peyniri, Trakya usulü beyaz peynir olan Sirene Bulgaristan’da üretilip dünyanın çeşitli yerlerine ihraç edilmektedir. Peynir hem salatada hem de kahvaltılarda tüketilmektedir.
Ülkede çeşitli festivaller yapılmaktadır. Renkli manzaralara ve eğlenceli dakikalar yaşatan Patates Festivali, Bal Festivali ve Kabak Festivali, sebze ve meyve gibi yiyecek isimleri ile isimlendirilmektedir.
