- Ülke Adı: Makedonya (Kuzey Makedonya Cumhuriyeti)
- Başkent: Üsküp
- Nüfusu: 2.074.000
- Yüz Ölçümü: 25.713 km2
- Komşuları: Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin komşuları, Sırbistan, Kosova, Arnavutluk, Yunanistan ve Bulgaristan’dır.
- Konuşulan Dilleri: Resmi dili Makedonca, tanınmış diller ise, Türkçe, Arnavutça, Rumca, Ulahça ve Sırpçadır.
- Telefon kodu: +389
- Başkan: Corce Ivanov
- Para Birimleri: Makedonya Doları
Makedonya'nın Kuruluş Yılı ve Geçmişi:
Ülkenin topraklarında ilk hakimiyeti milattan önce 725 yılında Argead Hanedanlığı kurmuştur. Yıllar içerisinde farklı medeniyetler ülke topraklarında hüküm sürmüştür. Osmanlı İmparatorluğunun 14. yüzyılda genişlemesi üzerine Avrupa topraklarına hâkim olmaya başladılar. 1324 yılında Osman Bey devrinde yapılan ilk akın gerçekleştirildi. 1371 yılında Osmanlı hakimiyetine giren ülke toprakları 1877- 1878 Osmanlı Rus Harbi’ne kadar aralıksız Osmanlı’nın egemenliği altında kaldı. 1878 yılında Rus işgaline uğrayan ülke toprakları yapılan Belin Anlaşması ile aynı yıl geri alındı. 1912 ile 1913 yılları arasında yapılan Balkan Harbi’nde Makedonya, tamamen Osmanlı hakimiyetinden çıkmış oldu. Ülkedeki Türk ve Müslüman olanların bir kısmı ülkeyi terk etmişlerdir.
Bölgede yaşanan Rusya ve papalık propagandasında etkilenen Makedonya, zamanla toprak bütünlüğünü kaybetti. Ülke toprakları 1. ve 2. Dünya Savaşı sırasında da savaş meydanı haline geldi ve 2.Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında Makedonya toprakları, Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya arasında paylaştırılmıştır. Yugoslavya’nın sınırlar içerisinde kalan Makedonya toprakları üzerinde Makedonya Cumhuriyeti kuruldu. Yugoslavya’nın parçalanması üzerine Makedonya Cumhuriyeti, Yeni Yugoslavya’dan ayrıldı. 1991 yılında yapılan referandumla ayrılık kararı veren ülke bağımsız bir devlet haline gelmiş oldu. 2018 yılında yapılan referandum ile de ülkenin adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirildi.
Makedonya'da Gezilecek Yerler/Tarihi ve Turistik Mekânlar
Tarihi dokusu, el değmemiş doğası, kültürel zenginlikleri ve nefesleri kesen manzaraları ile Makedonya yılda binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Gezilecek ve görülecek yer bakımından zengin olan ülkede öne çıkan mekanlar arasında aşağıdaki yerler bulunmaktadır.
Üsküp
Yaklaşık olarak 550 bin kişi ile ülkenin en büyük aynı zamanda başkenti olan Üsküp, Vardar Nehri ile ikiye bölünmüştür. Nehrin bir kenarında Osmanlı döneminden kalma tarihi yapılar varken diğer tarafından modern yapılar ve yeni yapılan müze ve kiliseler bulunmaktadır. 1392 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiş olan Üsküp yaklaşık olarak 500 yıl kadar Osmanlı toprağı olarak kaldığında çok fazla eser bulunmaktadır. Kentin Türk çarşısı, Anadolu şehirlerini hatırlatmaktadır. Üsküp’te görülmesi gereken yerler arasında, Üsküp Kalesi, Taş Köprü, Makedonya Takı, Aziz Ohrid Kliment Katedrali, Arkeoloji Müzesi, Davut Paşa Hamamı, Rahibe Teresa Evi, Eski Tren İstasyonu, Mustafa Paşa Cami, Saat Kulesi, Makedonya Mücadele Müzesi, Türk Çarşısı, Büyük İskender Heykeli, Kurşunlu Han bulunmaktadır.
Ohrid
Tam bir Balkan şehri olan Ohrid, ülkenin güneybatısında yer almaktadır. Tarihi çok eskiye dayanan kenti popüler hale getiren Ohrid Gölü’dür. Ülkenin en büyük gölü olan Ohrid Gölü aynı zamanda en önemli turistik merkezlerinden biridir. Gölde tekne turu yaparak doğal güzellikleri keşfedilebilmektedir. Kentte görülmesi gereken yerlerin başında, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış eski şehir bölgesi, Car Samuel Kalesi, Halveti Tekkesi, Ali Paşa Camii yer almaktadır.
Struga
Ohrid Gölü’nün kenarında yer alan Struga ülkenin güneybatısındadır. Harika bir turistik kent olan Struga, Şiir Şehri olarak bilinmektedir. Sanat, şiir gecelerinin düzenlendiği kentte yılın belli zamanlarında şiir festivalleri yapılmaktadır. Çok sayıda şair yetiştiren şehirde, Aziz George Kilisesi, Eski Çarşı, Goce Delcev Caddesi ve Halveti Tekkesi mutlaka görülüp, gölün kenarında kentin ünlü şairlerinden şiirler okunabilir.
Bitola
Manastır anlamına gelen Bitola, ülkenin güneybatısında yer almaktadır. Yaklaşık olarak 100 bin kişilik nüfusu ile ülkenin 2. büyük kenti olan Bitola, tarihte önemli roller üstlenmiştir. Üstlendiği rollerden dolayı Konsoloslar Şehri olarak bilinen Bitola, Osmanlı 3. ordusunun merkezi durumundaydı. Atatürk’ün Askeri Lise’yi okumak için 1896 yılında geldiği şehir olan Bitola kentinin sokakları birçok Türk dizisine sahne olmuştur.
Tetova
Birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığından dolayı tarihi eskilere dayanan Tetova, Şar Dağları’nın eteklerinde, Pena Nehri’nin kenarında kurulmuştur. Nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman olan Tetova, Osmanlı zamanında önemli bir merkez olmuştur. Kentte, Harabati Baba Tekkesi, Alaca Camii, Lesok Manastırı, Holy Virgin Kilisesi, St. Atanasius görülmesi gereken turistik yerlerdir.
Resne
1385 ile 1913 yılları arasında Osmanlı hakimiyetinde kalan Resne, elma şehri olarak bilinmektedir. Elması ile meşhur olan kentte, Ahmet Niyazi Bey Sarayı, Resne Seramik Kolonisi ve St. George Manastırı görülmeye değer yerleridir.
Mavrova
Üsküp’e yaklaşık olarak 1,5 saatlik uzaklıkta olan Mavrovo, kayak merkezi ile ünlü harika bir balkan kentidir. Milli parkına kışın çok sayıda turist gelmektedir. 25 kilometreyi bulan pistleri, kanyonu, şelalesi, ormanı, kast alanları ile ülkenin en büyük kış tatil beldesidir.
Galiçnik
Bistra’nın eteklerinde kurulmuş bir köy olan Galiçnik, geleneksel ve yerel düğünleri ile tanınmaktadır. Yerel yemeklerin de bulunduğu köyde gezmek için ideal mevsim yaz aylarıdır. Temmuz ayının ortasına geleneksel düğünler yapılıp geleneksel kıyafet satışları yapılmaktadır. Ülkenin kültürünü öğrenmek isteyenler için Galiçnik ideal bir yerdir.
Strumica
Ülkenin önemli ticaret ve kültür merkezi olan Strumica, diğer adıyla Ustrumca olarak bilinmektedir. Adını içinden geçen nehirden alan kentte keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda doğal ve tarihi mekân bulunmaktadır. Özellikle, Kolesino ve Smolare Şelaleleri ile Veljusa ve Vodonca manantırları mutlaka görülmelidir.
Kokino Alanı
Komanovo kentinde bulunan Kokino Alanı, 2001 yılında keşfedilmiştir. 4 bin yıl önce ay ve güneşin hareketlerini izlemek için kurulmuş olan bir gözlem alanıdır. Sırbistan sınırına yakın olan alan 24 saat açıktır.
Makedonya'nın Mutfağı ve Yemek Kültürü
Makedon mutfağında, Osmanlı, Türk, Pakistan ve Afganistan kültürlerini etkisi oldukça fazladır. Son zamanlarda ülke mutfağında İtalya, Fransa, Avusturya ve Macaristan esintileri de hissedilmektedir. 600 yıla yakın Osmanlı toprağı olarak kalan ülkede Osmanlı lezzetlerinden birçok çeşide rastlamak mümkündür. Börek, sarma, güveç fasulye, dolma Türk mutfağını esintileri olarak Makedonya’da da yapılmaktadır. Tam bir ziyafet sofrası gibi kurulan sofralarda birbirinden lezzetli yiyecekler bulunur. Ülke mutfağında ekmek oldukça önemli yer tutar. Çeşitli şekillerde hazırlanan ekmeklerin en ünlüsü mısır unu ekmeğidir. Bazen büyük bir tepsi boyutunda hazırlanan ekmeklerden nohut ekmeği bayram sofraları için özel olarak hazırlanır.
Yemeklerde fazla baharat kullanılmayıp tereyağı ve iç yağ oldukça fazla kullanılır. Üzüm, portakal gibi bazı meyveler, pilav ve et yemeklerinde lezzetlendirmek için kullanılmaktadır. Süt ve süt ürünleri bakımında zengin olan Makedon mutfağında Sirenje adı verilen leziz beyaz peynirler, Kaşkaval Peyniri, tütsülenmiş peynir en meşhur olanlardır. Peynir kültürünün çok gelişmiş olmasından dolayı nerdeyse her şehrin kendine özgü peynir çeşidi vardır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Makedonları damak lezzetine düşkün bir millet olarak tanımlar ve balıkları ile kuzu tandırını över. Özellikle Ohri Gölü, lezzetli alabalıkları ile ünlüdür. Harika lezzete sahip kahverengi alabalık çeşidi, göl çevresindeki restoranlarda oldukça lezzetli yapılmaktadır.
Kuzu, dana, domuz, kaz, tavuk ve ördek etleri yaygın olarak tüketilmektedir. Yemeklerde kullanılan etler bazen tütsülenerek, kurutularak veya farklı işlemlerden geçirilerek kullanılmaktadır. Yemeklerinin yanı sıra tatlıları ve hamur işleri ile midelere hitap eden Makedon mutfağında biber oldukça fazla yenilmektedir. Biber, sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar her öğünde farklı şekillerde sofralarda yerini alır. Makedonyalılarda dağ evlerinde ziyafet vermek gelenek haline gelmiştir. Başkentte çorba fazla tercih edilmese de ziyafetler çorba ile başlar. Tikveş üzümü ile yapılan yoğurtlar ise son dönemlerde yaygın olarak tüketilmektedir.
